BÖRTEÇİNE KURDUN ADI ERGENEKON YURDUN AD
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

BÖRTEÇİNE KURDUN ADI ERGENEKON YURDUN AD

DEYİLDİR KAHRAMAN YALNIZ ERKİŞİ, BİR ASLAN ASLANDIR OLSADA DİŞİ
 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» MİRAC KANDİLİNİZ MUBAREK OLSUN
KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Icon_minitimePaz Tem. 19, 2009 11:58 pm tarafından Admin

» Bir kadın neden gider.
KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 3:01 pm tarafından Admin

» HANGİ BİTKİ NEYE YARIYOR 2
KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Nis. 15, 2009 10:31 am tarafından Admin

» HANGİ BİTKİ NEYE YARARLI
KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Icon_minitimeÇarş. Nis. 15, 2009 10:29 am tarafından Admin

» mASKELER YAĞLAR MUCİZE BUNLAR
KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Icon_minitimeSalı Nis. 14, 2009 1:12 pm tarafından Admin

» DOĞAL BİTKİLERDEN GELEN GÜZELLİK
KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Icon_minitimeSalı Nis. 14, 2009 1:04 pm tarafından Admin

» SAÇLARINIZ DÖKÜLÜYORSA
KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Icon_minitimeCuma Mart 20, 2009 1:03 pm tarafından Admin

» ATATÜRKÜN İNSANA BAKIŞI
KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Icon_minitimeCuma Şub. 27, 2009 12:58 pm tarafından Admin

» mutlaka suya sabuna dokunun
KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Icon_minitimePaz Şub. 01, 2009 11:13 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
Ortaklar
bedava forum

 

 KADIN SİYASET ve BAŞÖRTÜSÜ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Kadın Mesaj Sayısı : 119
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bayan
Burcu : Akrep
Kayıt tarihi : 27/12/08

KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Empty
MesajKonu: KADIN SİYASET ve BAŞÖRTÜSÜ   KADIN SİYASET ve  BAŞÖRTÜSÜ Icon_minitimePerş. Ocak 08, 2009 12:46 pm

Bir televizyon programında Murat Yetkin ve Fikret Bila, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Edibe Sözen’e sordu:

-Ak Parti bünyesinde tabanda çalışan bir hayli başörtülü kadın var. Oysa Ak Parti’nin Meclis grubunda bir tane bile başörtülü milletvekili yok. Bu bir sıkıntı oluşturmuyor mu parti bünyesinde? Başörtülü kadınlar, başörtüsüz hemcinslerini seçtirmek için çırpınırken bir burukluk hissetmiyorlar mı?

Ebide Sözen bu soruya özet olarak "Türkiye siyasetinde tabanda başörtülü olarak çalışıp seçilememek gibi bir sorun mevcut" mealinde bir cevap verdi.

Bu soru ve cevap, Türkiye siyasetindeki derinden akan sorunu önemli ölçüde özetliyor.

Şu anda parlamentoda 50 kadın milletvekili var. Bunların 30’u Ak Parti’den, 10’u CHP’den, 8’i önce bağımsız, sonra DTP’den ve 2’si de MHP’den Meclis’e gelmiş bulunuyor.

Tabii ki hepsi de başörtüsüz.

İlk soru şu:

-Acaba Meclis’te başörtülü görev yapmak serbest olsaydı, bu bayan milletvekillerinin tamamı yine de başörtüsüzlüğü mü tercih ederlerdi?

Bunu bilemiyoruz.

Belki de partiler, yakın geçmişte Merve Kavakçı örneği yaşandığı için, nasıl olsa sorun çıkar diye, başörtülü adayı peşinen göstermiyorlar. Belki de, seçilen bayan milletvekillerinden bazıları, normalde başörtülü oldukları halde, siyasete girerken başlarını açarak yola çıkıyorlar.

Ama şunu biliyoruz:

Türkiye’nin kadın nüfusunun önemli bir kısmı, kimi kamuoyu araştırmalarına göre dörtte üçü, bir şekilde başını örtüyor.

"Bu başörtülü bayanlar siyasetle hiç ilgilenmiyorlar mı?" sorusunun cevabı aslında biliniyor:

-Siyasetle ilgileniyorlar. Oy veriyorlar. Yani seçme hakları var. Ama seçilemiyorlar. Yasaların bütün kadınlara verdiği ve Türkiye şartlarında "Devrim" diye nitelenen seçme ve seçilme hakkının yarısını kullanamıyorlar.

İşin ilginç yanı, bu, yasalardan kaynaklanan bir uygulama değil, fiili bir uygulama...

Bu durumda başörtülü kadınların siyasetle ilgileri, sadece erkekleri veya başörtüsüz kadınları seçmek olarak kalıyor.

Ak Parti’de bu, daha paradoksal bir nitelik kazandı.

Ak Parti’de, geçmişte Refah’tan gelen bir gelenekle siyaset alanında çalışan başörtülü kadınlar var. Refah, başörtülü kadınların katılımıyla, aileye girdi, toplumsal derinliklere uzanma imkanı buldu. Şimdi başörtülü kadınların bir kısmı yine Saadet’te çalışıyor, ama bir kısmı da aynı işi Ak Parti bünyesinde yapıyorlar.

Başörtülü kadınlar Ak Parti bünyesinde de, gerçekten toplum derinliğine inen bir misyon ifa ediyorlar.

Başörtülü kadınların Türkiye siyasetinde müthiş bir iletişim başarısı gerçekleştirdiği bir vakıa.. Bunun da sebebi, Türkiye’nin toplum yapısında başörtüsünün çok tabii bir kültür simgesi olmasıdır. Yani başörtülü kadın Türkiye’nin normalidir ve o niteliği ile belirli bir etkinlik sağlanabilmektedir.

Ak Parti’de paradoksal olan şu:

Başörtülü kadınlar, başörtüsüzleri seçtirmek için canını dişine takmış çalışıyor!

Bu görüntüdeki çarpıklık gayet açıktır.

Beklersiniz ki, bu başörtülüler, başörtüsüzleri kıskansın. Yani "Niye biz çalışıp onları seçtirelim?" sorusu ile boğuşsunlar...

Ak Parti’den 30 "başörtüsüz" bayan milletvekili seçilmiş. Bunlar için kaç bin başörtülü bayan çalışmış?

Neresinden baksanız soru...

İki tanınmış gazeteci, Edibe Sözen’e soruyu, burada açık biçimde var olan bir adaletsizliğin sorgulanması çerçevesinde sorsa, adalet adına sevinç duymak gerekir.

Ama pek öyle olmuyor. Merve Kavakçı’yı hep birlikte boğdu, Türkiye’nin laikçi medyası ve siyasetçisi..

Aynı çevreler, başı örtülü bir milletvekilini değil, bugün cumhurbaşkanı olacak kişinin eşini boğmak için seferber haldeler.

"Eşin başörtülü olması" bile, milletvekilleri için bir tür fişlenme alanı haline gelmek için yeterli görünüyor.

Yani seçilmek değil, seçilmişin eşi olmak bile, başörtülü kadınlar için bir kınanma vesilesine dönüşüyor.

Burada çok net hukuksuzluklar var:

Mesela kimse başörtülülere, "Size seçilme hakkı tanımıyoruz, öyleyse şu şu vatandaşlık görevlerinden de muafsınız" demiyor. Vatandaş olarak tüm yükümlülükleri yerine getireceksiniz, ama ülke yönetimine katkı, karar noktalarında bulunmaya geldiğinde başınızdaki örtü sizi ikinci sınıf vatandaş yapacak... (Bazı çevrelerin bunu daha iyi anlamaları için AB ülkelerinin Türkiye’ye dayattığı özel statüyü hatırlamak faydalı olabilir. Burada AB’nin de derdi, Türkiye’nin birliğe katkılarından istifa edip, onu karar mercilerinde bulundurmamak noktasında odaklaşıyor. Biz de içerde, başörtülülerin vatandaş olarak görevlerini yapmaları ama karar verici hale gelmelerini öngörmüş oluyoruz.)

Bu noktada, öyle türban-başörtüsü ayrımı da tam bir aldatmaca...

TBMM kapısına ninenizin başındaki yaşmakla gelseniz, kapıdan döneceksiniz. Çünkü orada DSP grubunun ve Ecevit’in "Bu kadına haddini bildirin! Dışarı Dışarı!" sesleri hâlâ yankılanıyor olacak... Ya da birileri Meclis önüne barikat kuracak.

Bu, çok açık bir ayrımcılıktır. Toplumun bir kesimini, sırf inançları ve kılık kıyafeti sebebiyle dışlamaktır, aşağılamaktır. (Bunu da doğru anlamak için beyazların Güney Afrika’da siyahlara karşı uyguladıkları apartheidi hatırlamak gerekir.)

Bu, Türkiye nüfusu içindeki başörtülü kadın oranı dikkate alındığında, demokrasi açısından tam bir sakatlanmadır. Düşünün bir, milyonlarca başörtülü kadın, birikimleri ne olursa olsun, milletvekili veya kamu görevlisi olarak ülkesine katkıdan mahrum ediliyor. Hani denir, İslam ülkelerinin asıl problemi, nüfusun yarısı olan kadınları hayatın içine sokmamaktır. Şimdi aynı mantığı, bizim kurulu düzenimiz "İslam alanını daraltmak" adına kullanıyor.

Bu, bunu yapanların toplumun yüzde olarak az bir kesimine tekabül etmeleri sebebiyle, tam bir oligarşik yönetimin ürünü oluyor. Diyelim CHP zihniyeti, toplumdaki karşılığı yüzde 20 ise -ki CHP’ye oy verenler arasında bile önemli ölçüde başörtülü kadınlar bulunuyor- yüzde 80’in hayat alanını tayin ediyor. Bunun adı dünyanın neresinde olursa olsun, despotik bir yönetimdir.

Bu, gerçekten, liyakatin ayaklar altına alındığı ve görüntünün ana kriter haline geldiği bir akıl tutulması hadisesidir. Bu mantıkla baktığınızda allame-i cihan olsa başörtülü için yollar kapalı, hiçbir birikimi olmasa bile başörtüsüzler için yollar açık diye düşünmeniz gerekecek ki, buradaki saçmalığı görmek için de allame olmanız gerekmiyor.

Şimdi gelelim asıl soruya:

-Bu iş böyle devam edecek mi?

Yani daha kaç seçimde, başörtülüler çalışıp, başörtüsüzleri milletvekili yapmak zorunda kalacaklar?

Normalde bunun, başörtülüden oy isteyen ya da herhangi bir saikle başörtülünün kendisine oy getirmek için çaba sarf ettiği başörtüsüzün içini de acıtması gerekiyor. Anlaşılan Ak Parti’den Meclis’e giren Edibe Sözen bunun farkında... Diğer Ak Partili bayan milletvekilleri de bunun farkında mı bilmiyorum. Öteki partilerin bayan milletvekilleri için de sorun görmezden gelinemez niteliktedir. Sonuçta onlar da, bu ülkenin başörtülü kadın nüfusu ile iç içe olmak ve onların sorunlarına sahip çıkmak durumundalar.

Siyasette kadınlar için kota talebinden çok önce, bu ayrımcılığın gündeme gelmesi ve ortadan kaldırılması gerekiyor. Belki de "Başörtü" yasağı kalksa, birçok başörtülü kadın Meclis’e girecek ve ülkenin kadın nüfusunun sorunları çok daha etkin ve gerçekçi biçimde Meclis gündemine taşınacaktır. Siyasi çalışmalar için toplumun derinliklerine girdiklerini bildiğimiz başörtülü gönüllülerin o derinliklerde yaşanan sorunları öğrenme ve içselleştirme noktasında da başkalarından daha başarılı olacaklarını düşünmek tabiidir.

Bence, bu dönemde Meclis’e giren bayan milletvekilleri önünde "başörtü yasağı" çözülmesi en acil bir sorun olarak duruyor. Sizi gönderdiler ve unuttunuz! Bu yargı, yarınınız için en büyük siyasi risktir. Başörtülü öğrencileri unuttunuz! Başörtülü eşlerin acısını unuttunuz! Eşi başörtülülerin kuşatılmışlığını unuttunuz!

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://asenalar.yetkin-forum.com
 
KADIN SİYASET ve BAŞÖRTÜSÜ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» DİN VE SİYASET
» Bir kadın neden gider.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BÖRTEÇİNE KURDUN ADI ERGENEKON YURDUN AD :: SİYASET-
Buraya geçin: